top of page

Ah be Deizm


Deizmle büyüyen bir gençlik olarak deizm tartışmasına karşı susmak olmazdı. Öncelikle deizm nedir ne değildiri açıklayarak başlamak istiyorum ki zaten gündemden ötürü çoğumuz aşinayız bu konuya.

Deizmin herkesin bildiği anlamı; bir yaratıcının varlığına inanırken dinlere inanmamasıdır. Bu kavram evrensel olsa da eminim ( ki yapılan araştırmalar da buna işaret ediyor) müslümanlar arasında kabul edildiği veya inanılmaya başlandığı kadar diğer dinlerde yaygınlaşmadı. Siyasetin bir kaç gündür dilinde olan bu kavram korkunç ve felaket tellağı havası yaratsa da bu durum aslında içinde yaşadığımız İslam coğrafyasında kaçınılmaz bir gerçek.


Neden mi?

Çünkü biz yaşamasak hatta belki tanıdıklarımızın başına gelmese bile her gün her saniye binlerce kişi kayda bile değmeyen konulardan dolayı salt kişisel zevkler için katlediliyor, şiddet görüyor, eziyet ediliyor ve cezası ya hiç olmuyor ya da verilen indirimlerden dolayı tatmin edici olamıyor. Hele ki kadın cinayetlerideki haksız tahrik indirimleri cabası... Bu durumun sebebi var olan ama uygulamasında güçlük çekilen adalet ve vicdanın tam oluşmadığı pozitif hukuk sisteminden doğuyor. (Bunu bir başka yazı konusu olan pozitif ve doğal hukuk kavramları ile de tartışabiliriz)

Yine aynı şekilde her gün her saniye bir çocuk, bir kız bir anne tacize ve tecavüze uğruyor. Seslerini çıkaramayan çünkü eşinden dostundan ailesinden korkanlar olduğu gibi haklarını millet ne der ah aman vah diye savunamayanlar veya savunsalar bile asla seslerini duyduramayacak gözü yaşlı ama büyük kalpli insanlar var ortada. Bu insanların hepsinin insanlık onuru varken şu yazıyı bile okurken sanki onların mağduriyetinden dolayı insanlık onurlarının da uğradıkları haksızlıkla kaybolduğuna inanıyoruz. Oysa ki asıl insanlık onurunun ihlali ve halk tarafından utanması ve utandırılması gerekilen asıl kişi bu suçların failleri.

Yetmiyor akıl almaz hırsızlıklar, sahtecilikler, kara para aklamalar, üçkağıtçılıklar, dolar dolar dönen rüşvetler, eğitimde, sağlıkta ve iş sektöründe adaletsizlikler ve daha sayamayacağım onlarca şey lunaparktaki oyuncaklar gibi dön babam dön dönüyorlar...

Eee nasıl mı dine ve dolayısıyla deizme bağlayacağım şöyle ki,

Bunlar döndükçe her gün haberlerde, gazetelerde hatta artık magazinlerde ve gittikçe kapsamı artan sosyal medya hesaplarında bunları gören bunlarla yaşamaya başlayan adeta bu durumu içselleştiren genç nesil de sorgulamaya başlıyor. Acaba diyor İslam dini gerçekten bunlardan ibaret mi? gerçekten kadın-erkek ayrımcılığı bu kadar aşina mı? gerçekten kul hakkı yenmesi bu kadar olağan mı? gerçekten hayat vicdansızlık ve adaletsizlikle mi dönüyor ve kuran da bunların yaratıcısı ve akıl hocası mı diye sorgulamaya başlıyor.


Tabii böyle bir ortamda bırak deist olmayı gençler ateist olmadı diye yatıp kalkıp dua etmek gerek o çok ayrı ama anlatmak istediğim asıl şey yeni nesil dinine imanına bağlı şekilde düzeltilmek ve vicdani değerlere sahip bir şekilde yetiştirilmek isteniliyorsa bu öyle lafla safsata ile olmaz.

Kuran’ın ilk inmiş saf hali vardır, daha hiç el değmemiş. Piyasada eminim ki az da olsa var onlardan. Alacaksın okuyacaksın, kafandaki soru işaretlerini gidereceksin. Ha içi doldurulmuş, eklentili yancı halini okursan vah vah. Ki bu hal özellikle lafta çok dönüyor, herkes algılamak istediği şekilde daha doğrusu işine gelen şekilde yaymaya çalışıyor.


Aslına bakarsanız her şeyi değiştirip güç silahlarında kullandıkları gibi kuran ayetlerini de kendi kafalarına göre yorumlayıp sözde boşlukları doldurdular biz uyurken.. Hani 10,15 senedir yaygın türban muhabbeti var ya hani uğruna yüzde 50,50 diye insanlar ayrıştırılan işte en basitinden o muhabbeti bile nasıl istedikleri gibi yorumladılar nasıl bir silah haline getirdiler farkında mısınız?

Normalde kuranda aşina bir şekilde türbanı geçin kara çarşafı, baş örtüyü de göremezsiniz. Neden mi? Kuran dinden ziyade tıpkı tanrının her bir insana ayrı ayrı verdiği gibi akılla, zekayla, bilimle, matematikle kurgulanmış bir kılavuzdur, iyi insan olma ve olabilme kitabıdır. Öyle sanıldığı gibi ne siyasetin oyuncağıdır kuran ne de çocuk oyuncağıdır.


Ah be kadınlar, kadınlarımız en çok SİZLER çektiniz ve çekiyorsunuz bu din sömürüsünden. Ataerkil bir toplumda salt susturulmaya değil aynı zamanda boyun eğdirilmeye zorlanıyor ve üzerinizden prim yaptırıyorsunuz. Hangi tanrı kendi özenle bezenle yarattığı saçı kapattırmak ister hangi yaratıcı her bir hattını ayrıntılı olarak işlediği bir suratı, akıl almaz bir zeka ile inşa edilen bir vücudu kara çarşafa itmek ister hiç düşündünüz mü bu ayetleri okurken? Bugün siyaset akılla değil bu sömürü üzerinden dönüyor işte hemde sizin üzerinizden bizim üzerinizden benim üzerimden!! Hangi tanrı sizin bedeninize karşı çıkabilir hangi tanrı sizin bedeninizi kısıtlayıp bir de buna ahirette ceza uygulayabilir? Hangi tanrı salt bir saç telinizle karşı cinsi tahrik edebileceğiniz gibi hastalıklı ve akıl almaz bir mantığa sahip olabilir? Hangi tanrı erkeğe hiç bir şekilde özellikle fiziken karışmazken ‘cennetleri altına serdiği’ analara yani kadınlara bunca kısıtlama getirebilir? tüm bu kısıtlamaları yapan tüm bu egemenliği sağlamaya çalışan tek bir kişi olabilir o da kendini tanrıdan da üstün sanan bir süre sonra yok olacak olan örümcekleşmeye başlamış zihniyet, başka hiçbir şey değil...


Bugün Kuranı okumayan veya okuyup da anlayamayan veya okusa da sürü psikolojisinden veya örnek alması gereken insanların yanlış yönlendirmelerinden dolayı bu din sömürüsüne boyun eğen insanlar var elbet olacak da ben bu sebeple size değil, bize değil sizi, bizi, hepimizi bu hale getirenlere kızıyorum. Sizden tek ricam ise gerçekten okumanız, zekanızı kullanarak hareket etmeniz. Aksi taktirde insan kendine verildiği nimetlerden yararlanmayınca böyle sürüklenip gitmeye her siyasi değişimde ayrı düşünce ve inançlara savrulmaya mahkumdur ve mahkum kalacaktır. Bu kaçınılmaz bir gerçek ne yazık ki...


2 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2 Post
bottom of page