top of page
Ayca inci

SUÇ VE SUÇUN TOPLUMSAL ETKİLERİ

Suç kavramı yalnızca hukuksal bir kavram olarak algılansa da toplumsal bir yönü de vardır ve ben bu yazımda suçun toplumsal boyutunu ele alacağım. İlk olarak ‘’suç nedir, hukuksal açıdan ne anlama gelir ve sosyolojik açıdan nedir?’’ Bu soruları cevaplayıp daha sonra detaylı bir şekilde yazıma başlayacağım. Suç nedir? TDK’ye göre suç; törelere, ahlak kurallarına aykırı davranıştır. Yasalara aykırı davranış, cürüm anlamlarına gelmektedir. Hukuksal açıdan suç, hukuk düzeni tarafından yapılması yasaklanmış, yapıldığında devlet tarafından ceza veya güvenlik tedbiri şeklinde bir yaptırımla karşılaşan fiilleri ifade eder. Sosyolojik açıdan suç ise, insanlık tarihi kadar eski bir kavramdır. Bu nedenle insanlık var olduğu sürece devam edecek bir süreç ve varlığı sürecek bir toplumsal olgudur.



Suç incelemesi yaparken ilk olarak şunları düşünmeliyiz: Suç, bireyden mi kaynaklı yoksa toplumdan mı? Bunun cevabı bana göre sadece insanın kendisinden kaynaklanmaz. Aksine insanın içinde bulunduğu to


plum da insanı suç işlemeye iten bir güçtür. Bu da bir bakıma sosyoloji de damgalama dediğimiz kavram ile kişi ‘’sapkın’’ olarak etiketlenir.

Sosyal öğrenme teorisine göre ise, birey sapkın veya suçlu olmayı sosyalleşme süreciyle öğrenmektedir. Durkheim’ e göre suç, toplumsal yapı içerisinde bireylerin oluşturmuş olduğu sistemden kopma durumudur. Ayrıca insan bir suç işlediği zaman bu suçunun karşılığı olarak ona türlü cezalar verilir. Direkt suçlusun denilir. Aslında kişiye, bu suçu işledin ama neden yaptın? sorusu sorulsa belki kişinin o suçu neden işlediği saptanabilir. O zaman kendi hür iradesiyle mi yoksa toplumsal bir sebepten ötürü mü bu fiili işlediği anlaşılabilir. Dostoyevski’nin Suç Ve Ceza kitabı güzel bir örnek olarak verilebilir. Aslında kitap psikolojik bir kitap olmasının yanında sosyolojik yönü de vardır.

Meyhane de geçen bir konuşma Raskolnikov’un etkilenmesini sağlar. Konuşma da çeşitli şeyler söylendikten sonra şu şekilde bir soru beliriyor: Acaba “iyi”nin ve “iyilik”in ölçüsü nedir? İyilik yapmak kötülükten geçiyorsa, buna iyilik denilebilir mi? İyi bir toplumun kurulması kötüleri ortadan kaldırıp iyileri yaşatmaktan mı geçer, yoksa kötülerin üremesini önlemekten mi? Bunların üzerine insan ya içinde bulunduğu toplumu olduğu gibi kabul ya değiştirmeye çalışır ya da toplumun kurallarına karşı gelerek suç işler.

Sosyal bir ideoloji olarak anarşizmde suçu var eden sistemin olduğuna dair bir anlayış vardır. Özellikle gelişmiş kapitalist devletlerde ve kapitalist ekonomide suç oranı daha yüksektir. Çünkü burada hep devlet kazanır. Alt tabaka insanı geçimini sağlayamaz. Ve bu durum da kişiyi suç işlemeye iter. Böyle olunca devlet değil, kişi suç işlemiş olur. Ayrıca kapitalizm çeşitli şeyleri topluma nakşettirmiştir. Bunlardan en önemlisi olan eşitsizlik, insanı suç işlemeye sevk eder. Anarşizm de devlet olmadığı için, eşitlik vardır, özgürlük vardır; eşitlik olunca suçta en aza düşer veya hiç olmaz.


28 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2 Post
bottom of page